Yukarı
düşüyorum
çünkü bugünlerde
düşlerimle dövüşüyorum…
ezcümle bir
yankı gibi
aynı
yalnızlığa peş peşe çarpıyorum…
sebeb-i
çığlığım
-sanki
yerindeyim hala
ama taş
kadar da değil ağırlığım-
belki de
aşağı çıkıyorum
enteresan
aslında
çünkü kim
gelse
bir türlü ben
kendime iyi gelmiyorum…
bir sanrı
gibi
aynı ateşli
hastalığa
nedense körükle
gidiyorum…
sebeb-i
ağrılarım için
‘’ölü doğmuş’’
diyor doktor
ölüyüm ama
henüz doğmamışım…
çünkü var
olmak
biraz da
söylentidir
işte ben
yalnız’ca
bu
dedikoduyla savaşıyorum…
bir sargı
gibi adeta
bana göz kırpan o mumyaya
telaşla
sarılıyorum
sebeb-i
ağılarım
doğmuşum –asılsız-
ölüyorum –aralıksız-