5 Şubat 2008 Salı

ANKARA KENTTİR DE İSTANBUL NEDEN ŞEHİR?



gel-git’ ler arasında

uzak bir bozkır

kimsesizliğimdeki memleket

mezar taşımda özensiz bir karalama

yalnızlıkla ayakta kalabilmiş bir ada

bir yabani kent

tek başına bir kaya

kalabalıkken gönlü

terkedilmiş bir anakara

deniz kokusuz da

korkusuz olabilen bir yaz

grilerle dolu siyah-beyaz

sanki an be an

yüzmeyi unutmuş bir kaptan

ah ile vah içinde

yamalı bir kaftan

feda edilmiş bir bedel

her şeyiyle kayıp

her deminde müptezel

balo salonundan bozma

bir cumhuriyet türbesini

geziyor sanki sidikli bir kontes*

-tövbesi bir gecelik-

kılıçtan geçirilmiş kedisi, iti

burası bilet kesilen

iğdişlik muhiti

bak yedi tepesinde de

sabahları serin az

üşüyor sanki bahçesinde

salyalı bir veliaht

fiyakalı ziyanların şehri

dik yakalı bir boğaz

kibarca ağlayanların nehri

tarih kimi zaman bir el falı

talih bir elmanın yarısı

ne kadar yakın

o kadar uzak

her şeyi kulağına fısıldayarak...







*Teşekkürler Ezginin Günlüğü.
**Fotoğraf: Missisipili Duygu 🙏

1 yorum:

Adsız dedi ki...

geziyor tepesinde kızgın bir güneşle,kızdırılmış belki de.