Taş
yerinde ağır
dalgalara deniz kabukları sağırdı
maviydim ben derinden
anladım ki okyanusta bir iz
şimdi
içinden geçtiğim her deniz
gök
cümle yerimde eflatun
yağmur
tenimde çok meftundu
tutundum gökkuşağına yediveren renginden
renk bulamadım bir türlü senin denginden
kök
manasız kalıyor boşlukta
toprak bensiz Can buluyordu
aynı fırtınanın yapraklarıydık sanki
rüzgar telaşsızlığımızı durmadan savuruyordu
bir koku değdi sonra yüzüme
tüm yel değirmenlerine karşı
sadece bir çiçek özgürlüğü savunuyordu
taş
yerinde ağır
toprağa selin tabutları sağırdı
asiydim ben eskiden
anladım ki kör kuyuda bir giz
şimdi elinden çektiğim her dehliz
sır
perdesiz kalıyor
artık aynalar kendi rengini arıyordu