İki gezegendi gözlerin
birisinde bir kuyu buldum
kayboldum…
diğeri kesin bir okyanus
belki daha derin…
hangisine baksam
boğulurdum…
bazen esir olmak için
hasret yaşarsın ya bir prangaya
işte bu tutsaklık
tutar seni yar kenarında
can atarsın bu çölde
dönmek için bir kadavraya
çünkü her serap
gün gelir kaybolur…
doluysa okyanusla göğüs kafesin
ölemezsin…
içinde ot biter
yüreğine tırpan değer de
sen bir türlü yeşeremezsin…
bu susuzluk
bu kuraklık
sökülmüş gri bir hazirandan
kök salıyor ansızın bir göz yaşı
utanıyor gözleri adamdan…
bir ses yankılanıyor soluk
sanki geçiştirilmiş bir uyku
içinde düşler dalgalandırıyor
yeşile yenik düşmüş bir kuyu…
belki de sırf bu yüzden
sus pus olmuş
-yükü sessizliğinden-
kendi kıyısına vurmuş
adamın içindeki okyanus…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder