Toprağın dişleri binalar
kanına bulandı çiğnenen bedenlerin
unutmadı, kayırmadı bir tekini
bu derme çatma dişler
kopardı binlerce insanın etini
etler lime lime
ezilmiş bedenlerde bir öfke
bir haykırış
kan kokusu geliyor kan
her karış topraktan
Adana depremi değil bu
İstanbul
İstanbul makina
çelik derisi kabuk bağlamış
tornalar altında bir kaburga
ve gres yağı denizi
şehrin tenine yapılan zalim şırınga
gene de
sabah sekiz selamlaşılır burada
akşamları vardiyada hepimiz
bilek, emek nedir
su, ekmek ne demek
nefes alır mı bir şehir
bu işçinin elindedir
İstanbul makina
öğle tatili
bak işte orada serin serin
dinleniyor minare gölgesinde işçilerin
bense
temmuzun birinde işimi terk ediyorum
iki temmuzda seni
ne bu dişlilerindeki, dişlerindeki kin
ardıma bakmadan giderken
emekçiler boşluğumu doldurmak için
daha fazla çalışacaklar biliyorum
-Hey koca şehir İstanbul
ALDANMA
İstanbul makina
nabzı ne zaman durur bir şehrin
senin önceden bilir işçilerin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder