1 Şubat 2008 Cuma

İSTANBUL MAKİNA

Toprağın dişleri binalar

kanına bulandı çiğnenen bedenlerin

unutmadı, kayırmadı bir tekini

bu derme çatma dişler

kopardı binlerce insanın etini

etler lime lime

ezilmiş bedenlerde bir öfke

bir haykırış

kan kokusu geliyor kan

her karış topraktan

Adana depremi değil bu

İstanbul

İstanbul makina

çelik derisi kabuk bağlamış

tornalar altında bir kaburga

ve gres yağı denizi

şehrin tenine yapılan zalim şırınga

gene de

sabah sekiz selamlaşılır burada

akşamları vardiyada hepimiz

bilek, emek nedir

su, ekmek ne demek

nefes alır mı bir şehir

bu işçinin elindedir

İstanbul makina

öğle tatili

bak işte orada serin serin

dinleniyor minare gölgesinde işçilerin

bense

temmuzun birinde işimi terk ediyorum

iki temmuzda seni

ne bu dişlilerindeki, dişlerindeki kin

ardıma bakmadan giderken

emekçiler boşluğumu doldurmak için

daha fazla çalışacaklar biliyorum

-Hey koca şehir İstanbul

ALDANMA

İstanbul makina

nabzı ne zaman durur bir şehrin

senin önceden bilir işçilerin...

Hiç yorum yok: