2 Şubat 2008 Cumartesi

SEMAZENLER DE AĞLAR MI?

Ben bunu yazarken kaybolmuştum

karım kaybolmuştu...

sevdiklerim

seçtiklerim ortada bile yoktu

bir saat vardı elimde

hiçbir vakte bağlanamıyordum

yelkovanımda rüzgar boştu...

ben sarhoştum bunu yazarken

defterime kazırken

kent bütünüyle hoştu...

beni çağırıyordu besbelli

bakınmak boştu...

kimin kimi varsa acil ihtiyaçtı

sevdiklerimin hepsi bana muhtaçtı

öyle eksikti ki sevenlerim

bir kediyi beslerdim hep

beslenen bendim...

ben bunu yazarken kaybolmuştum

acım kaybolmuştu baktım

sezdiklerim

bildiklerim orada yoktu

ben bunu yaparken hiç

‘’oralı’’ yoktu

oralı bile değildi ki olanlar

Ora’ dan haber yoktu...

size söylemedim mi ‘sevdim’

size söylemedim mi

‘kalansız’

üzdü beni kimse’ ler

‘berabere’ kalan çoktu...

bir soru işaretiydi belki yaşamak

-sırtında kambur taşıyan yok mu???-

gezersin dünyayı da bazen

‘hırka’ yı anlatamazsın neden

-tok mu???-

seninle götürürsün giden her şeyi

senle

bak ama hayat kayıyor elimden

giden ben’ le

ne, nene gerek

-bir nine içre hatırası

tahta bir asa

yürümek için onun da elveda’sı

yol alıyor zaman da bazen

dönerek boşa

söyle semazenler de ağlar mı?

bak onlar da izinsiz mezar olmuş

kimsesiz bir taşa...

Hiç yorum yok: