Bir adamın güne gelişi öyleydi ki
uzunca bir törendi hatırlıyorum
güne el verişi öyleydi ki...
bir yağmur damlasının bir yapraktan
diğerine düşüşü kadar kısa
kulaklarımdaki çığlık
attığı öyle bir çığlıktı ki...
öyle bir müzikti ki
bir kadından diğerine geçişi
o teller üzerinde yürüyerek
sözlerin odama gelişi öyleydi ki...
yalnızlığın büyüsüyle gülümseyişi
anlatacaklarının en büyüğüyle
kalan her şeyi öyle bir küçümseyişi vardı ki...
adamın gözünde
saklı kalmış öyle virgüller vardı ki
ve susmadan konuşacak öyle şeyi kulaklarımda
bir isme seslenişi
güneşe dönen çiçekler gibi
açacak her şeyi öyle bir bekleyişi vardı ki...
avını sabırla bekleyen hayvanlar gibi
ölümün öyle bir ağız açışı vardı ki
ve ağır ağır onu çağırışı...
ahh adamın öyle bir gidişi vardı ki
hasat zamanındaki bitkiler gibi
öyle bir bel verişi
çok sene önce
öyle bir zaman
ve bir adamın yenilişi
gene de
ölüme öyle bir el verişi vardı ki...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder