14 Ağustos 2010 Cumartesi

DELİ ÇÖMLEĞİ




diyelim ki ben ilktim

-az biraz geciktim-

yer yoktu anlamaya

çünkü ağlamam değişikti

mıh gibi çakılıydı ağızıma

çığlıklarım

sessizlik o zamanlar ciddi bir işti

nedense kayıt ettiğim kasetler

hep yanlışlıkla silinmişti

her vaktin akşamı

bir tek bana değerdi

babam bağırırdı sürekli balkondan

doğru düzgün bir adam olmam

küçücük bir “eğer”di

kızlar vardı hayatımda

-her kim ki gözlerine bakar

kendisinde bir başkasını yitirirmiş-

hakikaten

bilmediğim

gizler vardı

sonra döküldü her şey ansızın

azar azar

savrulan her yaprağa çünkü

her mevsim sonbahar…


ser vermedi o sene köklerim kışa

-kurtuldu başım-

sır vermedi hiçbir kız da

yoktu bilakis

zerre arkadaşım

biber toplardım bahçeden

kimsesiz usulca

domatesler uyurdu tarlalarda

uyandırmazdım

beklerdim sabırla

hep kimsesiz buluyordum

kendimi zira

akıl uyanınca

o yüzden içiyorduk belki

geceleyin bir ömrün dergahında

kahkahalar eşliğinde kahroluyorduk

ben Şeyh’iydim bu şehitlerin

suda yürüyordum

senin her daim dalgasızdı denizlerin

cennet bahçesinden çocuklara yer bakıyordum


diyelim ki ben tektim

-az biraz delirdim-

yer yoktu anlatmaya

çünkü anlatmam değişikti…

Hiç yorum yok: