7 Nisan 2013 Pazar

BAZEN GÖLGEN BİLE KALABALIKTIR


 kime baksam

yeri  biraz dardı
gözgöze geliyorduk

sanırım herkesin aynasında

bir başkasının sureti vardı

ben “kör”üm ama

yaşam sürprizlerle dolu “gör”ünüyor...

uzun bakışlar

uzun kışlar gibi

sanki göğüs kafesimde

bir kelebek kışlar gibi

kök saldığım yerler

hep yaprak döktüklerin işte…

sen “dokunmuyorsun” ama

ayrılık hep sözünü “tutuyor”

al-kanımda güllerini kuruttum ben

biri diğerinden ayrı

al

kanımda dikenlerin yırtıyor şimdi

bir bir damarlarımı

çünkü bazen de kabuğun tarafından soyulursun

çağırma beni

bir çığ düşüyor çünkü her çağırışında

yüreğime zira

aslında her kaldığın

içinden birer birer kaldırdığındır...

ben “sağır”ım ama

yaşam “bağır”ıyor işte bana

yırtılıyor her söz

dilimin mürekkebiyle

onun hiçbir şeyine şahit olamamak

nedir bilir misin

bilme incinirsin…

“söylüyor”um hep ama

en gereken şey

benden “cevap bekliyor”

çünkü her “dil”siz kişi

azıcık hatırsızdır

yeniden doğmak için

azar azar dudaklarında bırakır

biraz da kendini…

bir sebeple

en unutamadığın

hep aklında darmadağın

kaybettiklerini de içerir

hatta her kaybolduğun yer

nedense incinmek bazen incidir…


her kabuğunu kırmalarına izin verdiğinde

çıkacak işte

içindeki cevher

sen hangi şarkıyı “söyler”sen söyle

hayat başka türküler “dinler”

şüphesiz ki her insanın içine

bir başkası için

bilinmez bir cevher gizler

“dokunamazsın”

hayat başkasının hayatımıza sızması

anladığım

bu kaçınılmaz

ama sen

tek bir başkası’sın

duymaya çalıştığım…

şimdi “kör”üm

doğru

“sağır”ım

tüm kendi çığlıklarıma

“dilsiz” olduğumu hiç inkar etmedim

sen de artık

işte

beni anla…

1 yorum:

tarçınlıgece dedi ki...

dilsiz olduğumu hiç inkar etmedim..çok güzel