7 Nisan 2013 Pazar

İSTEDİĞİN KADAR GİZLE GÖZYAŞINI, DENİZ BİLE ÇIPLAK İŞTE!




bildiğin yolda kaybolmaktan

daha kötüsü

kaybolmanın bir de

yoluna karanlığı buyur etmesidir

çünkü yollarımda bırakıyorum mütemadiyen

bir bir tüm çıkmazlarını

oysa ki hayatlar bile kesişir ansızın

köprücük kemiğinden geçiyor hala

kurtulmak için niyeyse

kürek kemiğinle açtığım yolların

biliyorum kan seni tutuyor diye

kainatımı gittiğinde kanattın

şimdi bu yokluk deryasında

ulaştığım sadece

benim eksik kulaçlarım

tüm sensiz serapları

suyun altında boğdum da

yeniden dirildim

nedense dipte bulduğum tüm şarapları

bedenimin mahseninde dinlendirdim

zaten o garip kalabalığında

sana tenha tek bendim…

oysa ki ağrın nereni dağlıyorsa

O orada

istediğin kadar bağır

şimdi ruhum bile bu girdapta

bedenime ağır

çünkü derindi talanı

bir gizli hazine gibi

en son derimin altında bulundu

ölü bir aşktan kalanı…

bildiğin denizde boğulmaktan

daha kötüsü

nefessizliğinin bir de

boğazına düğümü buyur etmesidir

çünkü kollarına bırakıyorum mütemadiyen

bir bir tüm acımasızlıklarını

neyse ki ölümler bile kesişir ansızın…

Hiç yorum yok: