yaşama nedenim de inadına
içimde öldürdüklerin gibi
anında
beni hatırla…
çünkü biraz da birbirinden ömür çalmaktır
aşk aslında
önce ciğerine düşecek ilk cemre
ardından gözlerine
ve en son da işte
tenine…
havaya düşen
akciğerlerini dağlayacak başta
suya düşen
beddua gibi ağlatacak gözlerini
oradan bir sızı yeşerecek...
oradan bir sızı yeşerecek...
toprağa düşen de ansızın
evine yangın gibi yerleşecek
yanan sen olacaksın
yanan bir sel olacak gözlerinde
o zaman gizlerin artık seni acıtacak…
başta ciğerlerime yel’din
geldin
3 vakte kadar vebalar inecekti tenime
susuzluğumda her serap noksan
giderken gözlerime seldin
3 cemre düşmüştü her yerime
ne kadar sana düşkünsem ve yoksan
değer’din…
o kadar acımasızdın ki
herkes gibi değil
orakla değerdin
öyle çok bekledim ki ölmek için Azrail’ i
boynumu ipe uzatmam için
sadece bir eğer’din
eğer beni sevseydin
ya kokunu takip ederek
her sefer kendimi bulurdum
her sefer kendimi bulurdum
ya kokunda her sefer kaybolurdum…
arafta bile karafla yakalandım sayende
belki de avucuma göre kader olamadın
sana verdiğim kıymeti gördüğün için
kıyameti ellerime bıraktın
aslında kural açıktır
çünkü hırkayı çıkaran
bir gün hır da çıkarır
sanki bendim sadece cenazende bir zenne
kuyu dipsizse
ipsiz gitsen ne olur
gitmesen ne
sen
yokluğumda kanatlarımı kanattın
peki
gökyüzü beni böyle de alır
ne kadar kara gözlerini
dile getirmeye çalışmasam da
dile getirmeye çalışmasam da
söz beyaz kalır
işte elinde şimdi tüm ağladığım sayfa
büyülü bir yelken...
büyülü bir yelken...
benim tek anladığım
sen şimdi dilediğin rüzgarı seç
hiçbir şey için erken
her şey içinse çok geç…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder