13 Aralık 2020 Pazar

1, 1000, 40 ve 100 (İÇİMDE USULCA KALA'NA...)


 

Kanın hafızası ışığı görene kadar

bir yılan gecesinde

bin yılın karanlığına sığınıyor şimdi

içimde unutulanlar

kendi yükümü sis etmiş

kendi yüzümü sus bellemişim belki

bu zehir

artık içimdeki son zemheridir…

 

bir Sabırlık –ki ağaçtır

uyanır ölüm orucundan

o benin kırk yıllık şahidimdir

kurtulamam ne yapsam kanlı avucundan

çünkü kanın hafızası ışığı görene kadar

bekle doğuracak şimdi bana

sis için güneş, sus için nefes

kaybolduğum tüm zamanlar…

 

uçuşan perdeler görüyorum

sarılmak hasretiyle savruluyorlar ağaçlara

ardımdan uluyan hatıralar geçiniz artık bu koyu ormandan

gök yüzüm olmuş nicedir

yer hüzün

bu toprakları ne çok eşeledi atlar

suya öykünen kaya gibi hepsi kördü

bu devir

içimdeki son serseridir

bir asırlık –ki bana tek Kala’ndır

utanır ölüm orucundan

o artık senin de kırk yıllık şahidindir…

Hiç yorum yok: