2 Şubat 2008 Cumartesi

RUHMAKİNA-RUHKİNDAR

Ruhum perte çıktı

boşa kılıcına davranma

sahte peygamberlere minder oldu bedenim

kılıcınla oyalanma

istersen tekrar ye(nile)nip geleyim

kalışımla öldüreyim seni

ya da ölümler yorulsun da

sen yol almakla kurtul!

benim ruhum derde çıktı

sen hala kılıcını bile dur...

bir hışımla öldüm derinden de

kurtuldum envai çeşit derimden

bana bu zalim çelmeyi takan

işte şu

soysuzluk darağacında neşeyle sallanan

sen kızgınlıkla boyanma

al kan-kızıl her yerimde meyvelerim

açtı, dökülüverdi hemen çiçeklerim de

sen bir tek orak değdiremedin...

dipdiri, dimdik kocadı bedenim ama

ruhum pelte çıktı

çıkamadı yoluna kalkanının, miğferinin

vuramadı boynunu, deşemedi düşman koynunu

ruhum perte çıktı

geç kaldın biraz, sağlığında göremedin

bağrı açıktı bağırana

sesi azıcık fazla çıktı...

Hiç yorum yok: